Google Analtytics

18 Temmuz 2010 Pazar

Tallinn : Everlasting Fairytale! (1)


MASAL ÜLKE ESTONYA:

İskandinavya'ya ilk seyahatimizde duymuştum Baltık Denizi'ne olan gezileri , turları en önemlisi insanların yoğun ,ilgisini..
Helsinki'ye olan kısa ama verimli ziyaretimizden sonra "Silja Line " 'dan aldığımız Helsinki - Tallinn feribot biletlerimizle yolculuğumuza başlıyoruz. Gidiş - dönüş yaklaşık 60 euro 'ya gelen biletlerimiz ile Baltık Denizi'ne doğru açılıyoruz.


Gemimizde yok yok. Hareketimizden yaklaşık yarım saat sonra açılan duty free oldukça ilgi görüyor. Geminin çeşitli yerlerinde oturma imkanınız var. Barında bira içip karaoke show izleyebilir ya da kollu makinelerle kumarda şansınızı deneyebilirsiniz.


2 buçuk saatlik yolculuğun sonunda uzaktan görünen kuleleri , gri Baltık Denizi'nin tersine masmavi gökyüzü ile karşılıyor bizi Tallinn.Otelimize ufaktan uğrayıp eşyalarımızı bıraktıktan sonra merakla beklediğimiz Old city'e atıyoruz kendimizi.

OLD CITY:

Tallinn'i kelimelerle anlatmak zor o yüzden bu yazıda mümkün olduğu kadar resim koymak istiyorum. Elimize aldığımız haritanın üstünü çizerek girilebilecek tüm sokaklara giriyoruz. Çünkü renkler, binalar, kuleler, duvarlar , kapılar her sokakta bambaşka renkler ve şekillerde çıkıyor karşımıza.Bir alışveriş veya gurme kenti olmayan Tallinn insanın o beklentisini de alıp götürüyor sanki. Zaman zaman ortaçağ kıyafetleriyle dolaşan insanları gördükçe olduğunuz yerde kalmak , o dönemde yaşadığınızı hissetmek istiyorsunuz.




Şaşırtıcı ama Raekoja meydanındaki turistik kafelerde , kaldırımlarda , souvenir dükkanlarında birçok Türk turiste rastlamak mümkün.
Çevredeki turist kalabalığı hava karardıkça azalsa da aslında beklenmedik şekilde insan güruhu var.Gerçekten turistik bir şehir olmuş Tallinn.. Helsinki ve Riga'dan gelen günübirlik turistler haricinde turlar da çoğalmış olmalı ki Tallinn'e özel yerel yapım aksesuarlar, magnetler , yün ürünler satan tezgahlar alabildiğine uzanıyor sokaklarda. Özellikle yün üzeri geyik desenli patikler , şapka ve bantlar, atkılar Muurivahe sokağındaki tezgahlarda çok ama çok revaçta :)
Tallinn 'de Euro kullanılıyor. Fiyatlar da bu yüzden pek de ucuz değil. Aldığımız yün kafa bandı 15 Euro , Magnetler 5 Euro'dan başlıyor. Eğer Tallinn ve ortaçağa özgü yapılmış değişik kıyafetler , cam şişeler , metal veya tahta bardaklar almak isterseniz parça başı minimum 20 Euro'yu gözden çıkarmanız gerekir. Bu tip ürünleri bulabileceğiniz en güzel ve gerçek anlamda en enteresan mağaza ise :Olde Hansa

Aynı zamanda bir restaurant olan Olde Hansa 'nın içinde çalan Medieval müzikler de sizi olduğunuzdan farklı bir çağa götürüyor. Gece dükkan ve restaurant kapansa bile dışarıya hoparlörle verilen müzikle kendinizi yüzyıllar öncesinde geçen bir film karesinde hissettirmeyi başarıyorlar. El yapımı şişeler  değişik baharatlar, seramik kaplar ve farklı ortaçağ kostümleri arıyor ve bunun için para harcamaktan çekinmiyorsanız burası tam size göre.

Kendinizi bambaşka bir çağda hissettiren yerlerden bir diğeri de Peppersack. O da bir restaurant ancak binasıyla Tallinn'in simgelerinden biri haline gelmiş. Yine yerel yemeklerin tadına bakabileceğiniz bu yer turistlerin fotoğraf çekmek için yarıştığı bir mekan.

Tallinn bütün bu turistik özellikleriyle içimdeki yerel insanların oturduğu yerlere gitme isteğini de alıp götürüyor. Zaten küçük bir şehir ve gerçekten o değişik havayı solumak istiyorsanız her turist gibi , yerel olmayan mekanlara oturmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. O yüzden benim gibi " aman klasik turist gibi gezmeyeyim" sakıncasını yaşayanlardansanız , masal şehir Tallinn'de bu korkunuzu bir kenara bırakın.Çünkü eninde sonunda kendinize yenilip kendinizi en turistik köşede fotoğraf çektirirken buluyorsunuz :)


Daha önce de dediğim gibi Tallinn fotoğraflarıyla kendini anlatan bir yer. O yüzden bir daha ki yazıda en güzel fotoğraf çekilebilecek yerler ve Old Town içinde gidilecek cafeleri keşfedeceğiz. Tabii ki bol bol fotoğrafla!
En kısa zamanda görüşürüz!