Google Analtytics

18 Ağustos 2009 Salı

I Amsterdam.. (3) Geceler..

Amsterdam 'ın en bilindik özelliği herhalde uyuşturucu ve sex konusundaki insanların son derece rahat olmasıdır. Ama nedense insan oraya kadar gidip de o serbestliği görünce istemiyor. 4 günlük tatilde sadece bir gece Leidseplein'daki "The Bulldog" bara gidiyoruz.Zaten dört bir yanda olan pubların neredeyse hepsinde uyuşturucu serbest.Ama sokaklarda içmek yasak.Bu da dengeyi az da olsa sağlıyor.Çünkü sokaklarda ya da kafelerde herhangi bir sapkınlık olmuyor. Bulldog'da herşeye gülüyoruz ama sonra biraz sıkılıp C vitaminlerini midemize indirip ayılıyoruz.Sanki yasakları delmek her zaman zevkliymiş de o yasak serbest olunca zevki kalmamış gibi.. Belki de eğlence için bunlara ihtiyaç duymuyoruz.
Bize ağır şeyler değil de sanki şu "space cake" ler daha uygun geliyor. Görüntü normal bir muffin ama tadı olağanüstü ve insanı tatlı komasına sokuyor.Onları yiyip etkisini gösterene kadar Redlight Street 'e atıyoruz kendimizi.

Burası gerçek bir komedi. Her tarafta yere kadar pencereler ve neon ışıkların önünde iç çamaşırlı kızlar.İnanılmaz güzel olanları da var normal olanları da .. Elleriyle bizlere öpücük yolluyorlar zaten kimin turist kimin müşteri olduğu çok belli oluyor. Gidenlerin %80 i de turist.
Sonra bir adamın bağırışlarına kulak verip 20 euro giriş vererek kendimizi "Show" da buluyoruz.
Biz 3 kız en önde izlerken erkekler arkalara kaçarak görünmemeye çalışıyorlar.
Kahkaha dolu bir yarım saatten sonra ordan çıkıp karnımızı doyuruyoruz ve herhalde hepimizin en çok güldüğü gecelerden biri anılarımıza yazılıyor.3. gece bizim için ayrı önemli çünkü birkaç hafta öncesinden yaptırdığımız bir akşam yemeği rezervasyonu söz konusu. Bahsi geçen restaurant "Fifteen". Kapıda başlangıç olarak aldığımız içkilerimizle biraz bekledikten sonra masamıza alınıyoruz.Mütevazi döşenmiş her kesimden insanın geldiği döneminin çok popüler restaurant' larından biri burası.Heyecanla yemeklerin Herengracht 'taki kadar lezzetli olmasını diliyoruz ama önümüze 8 çeşitten oluşan bir menü geliyor.
Başlangıç, salata,ana yemek ve tatlı olarak 2'şer seçeneğin var. Biz beğendiklerimiz istiyoruz ama fazla bir seçim şansımız olmadığı için hafiften bir hayal kırıklığı içindeyiz.2 haftada bir değişen bir menüye sahip Fifteen. Reklamda sınır yok o yüzden dünyaca ünlü şefimiz Jamie Olivers 'dan şahane yemekler bekliyorum. Ama olmuyor , damak tadım tutmuyor. Tatlıyı hiç beğenmediğim için menünün 46 euro'luk fix fiyatından bize indirim yapıyorlar ve süklüm püklüm ayrılıyorum.

Yemek hayal kırıklığından sonra " şöyle felekten bir gece olsun" diye Amsterdam 'da Erasmus yapan arkadaşımıza bizi bir kulübe götürmesini söylüyoruz. O da bizi Amsterdam 'ın en bilinen kulüplerinden Paradiso'ya götürüyor. Giriş sırasında beklediğimiz yarım saatten sonra 5 imiz de içerdeyiz. Günün yorgunluğu hafiften kendini göstermiş ama eğlenceye doymamışız. Müzik tanıdık değil ama keyifli. İlerleyen dakikalarda 5-6 kişi kendini sahneye atıyor . Bağıra çağıra rap yapmaya başlıyorlar ama Hollanda dilinde!!!!
Sıkı rap fanları olmayan ve bu dile alışamayan bizler 1 saat sonra kulüpten çıkıyoruz. :)

http://www.bulldog.nl/

http://www.amsterdam.info/red-light-district/
http://www.fifteen.nl/
http://www.paradiso.nl/web/show

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder